Volkan Demirel Logo
12MART 2010

"Başkanımızın Sözü, Bizim Sözümüzdür"

Fenerbahçemizin ve Milli Takımımızın başarılı kalecisi Volkan Demirel FBTV'de yayınlanan, Yasir Kaya'nın sunduğu Feneronline programında taraftarlarılmızın, spor yazarlarının, Fenerbahçeli ünlülerin ve takım arkadaşlarının sorularını yanıtladı.
Feneronline bugün saat 22.00'de FBTV'de.

Soru: Volkan Demirel, ligdeki son durumu nasıl değerlendiriyor?
Son yıllarda bakıldığı zaman, zirve için Anadolu takımlarından gelen müthiş bir baskı var. Bu yıl da Bursaspor'un, Kayserispor'un başarılı çıkışları oldu. Onları tebrik etmek lazım. Anadolu takımlarının bu yarışın içinde olmaları, Türk futbolunu ve ligi güzelleştiriyor. Elbette sezon sonunda bizim isteğimiz Fenerbahçe'nin şampiyon olması, bizim şampiyon olmamız. Böyle olması gerekiyor... Bunun için de biz futbolcular olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
   
Soru: Futbolcularımızın şampiyonluğa inancı tam mı ?
Fenerbahçe Futbol Takımı'nda oynayan her futbolcunun sezon başındaki ilk hedefi şampiyonluktur. Şampiyonluk doğrultusunda yola çıkar, var gücüyle elinden geleni yapmaya çalışır. Biz futbolcular olarak da kendimizin ne durumda olduğunu, takımımızın ne durumda olduğunu, bütün arkadaşlarımızın hangi kapasiteye sahip olduklarını ve bu işi de başarabileceğimizden eminiz. Çok yetenekli bir kadromuz olduğunu düşünüyorum. Bunun doğrultusunda da hedefimiz her sene olduğu gibi şampiyonluk. Son 10 haftamız var. Biz kenetlendik. Başkanımızın verdiği bir söz var. Başkanımızın verdiği söz, bizim sözümüzdür. Onun için de biz kendi verdiğimiz sözü yerine getirmek için var gücümüzle çalışıp inşallah sene sonunda şampiyon olmaya çalışacağız.
   
Soru: Fenerbahçe son dönemde kalesinde neden çok gol görüyor?
İlk 8 haftaya bakıldığı zaman 3 gol yemiştik. Daha sonrasında yanılmıyorsam ilk yarının bitiminde 16 veya 17 gol yemiş durumdaydık. Ama 2. yarının başlamasıyla beraber; evet biraz fazla gol gördüğümüz düşünülebilir. Ancak şunu unutmamak lazım: hep jeneriklik goller yiyoruz. Bizim yediğimiz goller hep haftanın golü seçilen goller. Yani kaleci açısından yapılabilecek fazla bir şeyin kalmadığı tarzda goller. Ayrıca 2. faktör olarak da önümdeki arkadaşların çok fazla değişikliği, gol sayısının artmasına sebep olarak gösterilebilir. Mecburi sakatlıklardan dolayı kadroda çok değişiklik oluyor. Bence takımda istikrar çok önemlidir. Oynayan futbolcunun sürekli oynaması başarıyı getirir. Ama bizim takımımızda 2010, bilhassa biraz kısmetsiz başladı diyebiliriz. Ardarda gelen sakatlıklar ve şanssızlıklar. Ayrıca 3 günde bir çok yoğun bir maç temposunun içine girdik. Ancak Antalyaspor maçıyla ben bu şansızlığımızı attığımızı düşünüyorum. Gol yemedik. Artık güzel günler bizi bekliyor.


Rıdvan Dilmen'in  sorusu: Volkan konsantrasyon sorunu yaşadığı maçlar sonrası kendini yargılıyor mu ?
Elbette her maçtan sonra iyi olsam da kötü olsam da başımı yaştığa koyduğumda kendi analizimi yaparım. Geride kalan maçta şunları şunları yapsaydım dediğim oluyor. Ama ben konsantrasyon sorunu yaşadığımı düşünmüyorum. Sahaya çıktığım zaman benim için maç dışındaki hayat durur sadece maçı ve topu düşünürüm. Ama bakıldığında fazla maç oynadığımı da unutmamak lazım. Bütün maçlarda oynamaya çalıştım, hatta hasta olduğumda bile. Hiç maç seçmedim. Yaptığım bazı hatalar var. Bu hatalar gelecek zamanda da tekrarlanacaktır. Ama ne kadar hataları asgariye indirirsek, o kadar takımımıza faydalı oluruz. Dediğim gibi bu kadar maç oynamak beni konsantrasyonsuz gibi gösterebilir ve hata yapmama neden olabilir diye düşünüyorum.

Soru: Kalesinde son dakika gol gören bir kaleci ne hisseder?
Sorudakinin benzerini Lille maçında yaşadım. 80 – 85 dakika kadar çok iyi oynadığımı düşünüyorum. Gerçekten turu da geçmeyi istiyorduk. Ama orada, benim solumdan yapılan ve doğru ceza sahasına gelen topta çıkıp çıkmama arasında kararsız kaldım. Çünkü hem çok defansın arkasına atıldı top, hem de kalede öyle bir pozisyonumuz var ki; baktığımız zaman sahada ki 20 futbolcunun üzerinize geldiğini, artı o topu kalenizden çıkarmak zorunda olduğunu hissediyorsunuz. O an onu kestiremedim, topun ne kadar şiddetli gelip gelemeyeceğini kestiremedim. Bu benim hatamdır. Ben yaptığım hatayı da bilen bir insanım. Hiçbir zamanda söylemekten gocunmam. Bu benim hatamdı. Bakıldığı zaman 80 dakika kadar çok iyi oynadım. Çok iyi kurtarışlarım oldu. 3-4 tane net sayılmayacak; ama belki net sayılabilecek iki tane pozisyon kurtardım. O golü yememem gerekiyordu ve yedim. Sonrasında ne oldu? Volkan Demirel turu verdi oldu. Volkan maçı verdi oldu. Bunlar kalecinin kendi kendine kaldığı zamanlardır. Zaten bu zamanları aştığın zaman, bence büyük kaleci olursun ya da olabilirsin diye düşünüyorum. Buradan ben ahkam kesmek veya büyük konuşmak istemiyorum. Kalecilerin benim ne söylemek istediğimi gayet iyi anladığını ben anlayabiliyorum. Onlara öğüt de vermek istemem ama şu yaşadığımı onların da her zaman yaşayabileceğini biliyorum. Çünkü her kaleci hata yapar. Dünyada adı geçen bir çok kaleci var ama bakıldığı zaman onlar da hata yapabiliyor, onlar da değişik goller yiyebiliyor ama o golden sonra kalkıp ayakta durabiliyorsanız o zaman isminiz yazılır manşetlere. Onun için ben de her kaleci yediği golden ders çıkarsın ama fazla üstünde durmamasını diye bir öneri sunabilirim.

Soru : Volkan Demirel'in kariyerinde yediği en talihsiz gol hangisi?
Kariyerimde yediğim en talihsiz gol Schalke maçında yediğim gol olabilir. Çünkü çok gençtim. Yani bir kaleci için  çocuk denecek yaştaydım. Futbol olarak emeklemeye yeni başlıyordum. O golle skor 3-2 aleyhimize döndü. Daha sonrasında Nobre'nin attığı golle maçı 3-3 bitirmiştik. Hatta attığı golden sonra Nobre bana gelmişti. İşte takım olmak budur zaten. Kaleci 3 tane yiyorsa takımın 4 tane atması lazım veya 3 tane yiyorsanız 3 tane atması lazım. Takım ruhu budur. Çünkü gün geldiği zaman kaleci hiç hatırlamadığınız maçta 5-6 tane pozisyon çıkarabiliyor. Futbol takım oyunudur. Orada yediğim gol, genç yaşta olduğum için beni oldukça yıpratmıştı. Sadece futbolla değil hayatta yaptığınız her hata bakış açınızı değiştiriyor. Benimde futbola, kaleciliğe bakış açımı değiştirdi, tabiî ki olgunlaştırdı tecrübe kazandırdı.

Kadir Çöpdemir'in sorusu : Volkan çok talihsiz bir gol yedikten sonra iç dünyasında neler yaşar?
Beni tanıyanlar bilir.  Ben küçüklükten beri, 3-5 yaşlarından itibaren Kadıköy Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'na gelmiş biriyim ve o zamandan Fenerbahçe'ye transfer olduğum döneme kadar da Fenerbahçe'yi yakından takip ettim. Dolayısıyla tribündeki taraftarın aklından geçeni çok iyi bilirim. Çünkü ben de o tribünlerde çok yer aldım. Abuk sabuk goller yedikten sonraki düşünceme gelince: O anda 55 bin kişilik kapasiteli stadımızda insanların aklından geçen soruyu ben kendi kendime sorarım: "Volkan bunu nasıl yaptın?" .
Çünkü aynı onların izlediği yerde ben de oturdum. O an yediğim talihsiz bir golde bütün Fenerbahçelileri düşünüyorum. Niye düşünüyorum? Bu gol bana yakışmadı, Fenerbahçe taraftarına yakışmadı diye düşünüyorum. Tek düşüncem bu ama o gole tutuklu kalamam. Demek istediğim: Golü yediğim anda o seyircinin düşünceleri aklıma geliyor. Onların üzüntüsü geliyor ilk başta aklıma. Aşırı Fenerbahçe aşkı olduğu için çok üzülüyorum. Gerçi bir yerlerde benim için Galatasaraylı diye yazanlar da olmuş ama onlara cevap bile vermek istemiyorum. Muhatap olmak istemiyorum. Ben Fenerbahçe kalecisi değilim, taraftarıyım. Kendimi böyle gördüğüm için yediğim goller sonrası taraftarları düşünüp üzülüyorum.

Soru: Bir futbolcu arkadaşınız taraftarlarca protesto edildiğinde neler hissediyorsunuz?
Şubat ayında bunun örnekleri yaşandı. Bunu geçmişte ben de yaşadım zamanında Alex de yaşadı ki; bence Alex Türkiye'ye gelmiş geçmiş en büyük yabancı futbolcudur. Bunu kötü performans sergilediğinizde yaşamak zorunda kalıyorsunuz. Çünkü Türkiye'de şöyle bir şey var: İyi olduğun zaman göklerdesin, kötü olduğun zaman yerin dibindesin. Ortasını hiçbir zaman bulamıyoruz. İleride tekrar yaşanacak futbolcu protestoları. Ben buradan şunu isterim ki; gelin buna biz öncülük yapalım Fenerbahçe taraftarları olarak. Çünkü bir insanı yuhaladığınızda, protesto ettiğinizde maçtan çıkarken ıslıkladığınızda, bunu yapmak onu yıpratmaktan başka bir şey değil. Çünkü bakıldığı zaman haftaya yine bu futbolcu bu sahaya çıkacak, gol attığı zaman sen yine bu futbolcuyu alkışlayacaksın. Ama protesto edilen futbolcu baskı altına giriyor kolaylıkla. Yapabileceği şeyleri yapamaz hale geliyor. Islıklanan futbolcu da bu şampiyonluk yolu devam ettiği sürece Fenerbahçe için mücadele edecek. Beni ıslıklıyorsunuz, beni yuhalıyorsunuz, bu iş zaten benim işim. Benim bir ikinci işim yok. Bu işte ne kadar iyi olursam benim yararıma,  ailemin yararına, kazancımın yararına. Benim bütün hayatımı etkiliyor, yaşantımı etkiliyor. Sokağa bile çıkmak gelmiyor, yemek bile yemek gelmiyor içinizden. Ben bunları yaşadığım için anlatıyorum. Bazıları vardır bunları söylemez. Ama bunları paylaşmak lazım ki farkına varılsın. Güiza maçtan çıktı o kadar protesto edildi. Maçtan çıktı yedek kulübesine oturdu. Ben de dikkat etmemiştim o sırada ona, bana da ailem söyledi çocuk çok üzüldü falan diye. Maçı izlerken Güiza'yı öyle görünce tüylerim diken diken oldu ki; Türk Millet'i duygusaldır. O surat ifadesini gören herkes ürpermiştir. Bir futbolcuyu yuhalamak hiçbir şey kazandırmıyor, motivesini düşürüyor.

Soru: Kaleci olmanın en zor yanı nedir?
Kaleci olmanın en zor yanı yalnız adam olmanızdır. Eşiniz dostunuz yok saha içinde takım arkadaşlarınız var. Ama bir bakıma yalnız adamsınız. Yalnızlığı seven bence kaleci olabilir. Kaleci olmak zaten bambaşka bir duygu. Sahada 22 futbolcu var yalnızca ikisi kaleci. Niye 10 tanesi değil de ikisi  kaleci oluyor. Bu farklı özellikli ve dünyasına kapalı adam demektir.

Vederson'un sorusu: Volkan'ı kaleci olmaya iten şey neydi?
Kaleci dediğin adam biraz deli olur, biraz rahatsız olur. Ama ben kendime baktığım zaman rahatsızlık görmüyorum. Daha çok sakin adamımdır, emin adımlarla ilerleyen.

Soru: Volkan kaleciliğe nasıl başladı?
Kaleciliğe ortaokul takımında başladım. O zamanlar takımımızın kalecisi vardı. Ben elimden geldiğince ortada oynama çalışıyordum ki; onu da iyi yapabilirdim. Daha sonra kalecimiz gelmedi. Kim geçer kaleye diye sorulduğunda ben geçerim dedim. Küçüklüğümde atlayan, zıplayan biriydim. Eğlenceli geldi. Arkadaşımla beraber Kartalspor'a gitmeye başladım. Öyle bir başlangıcım oldu. Ersin Şolpan'ın ve Engin Hoca'mın çok büyük katkısı vardır bana. Yetenek ve şans birleşince buraya kadar geldik.

Soru: Volkan Demirel kaleci olmasaydı ne olurdu?
Kaleci olmasaydım baba mesleğine devam ederdim herhalde. Babam otobüs taşımacılığı işiyle uğraşırdı, turuzimcidir.

Soru: Volkan Demirel'in kariyerinde en çok pişman olduğu an nedir?
En pişman olduğum şey Avrupa Şampiyonası'nda yediğim kırmızı kart. Adımı Avrupa'ya ezberlettim, iyi maçlar çıkarttım. 2 sene oldu ama futbol için 2 sene önemli bir zaman. Olgunlaştım. Şimdi olsa aynı tepkiyi vermem. Küfür edilince ben de karşılık verdim. Yapmamalıydım.

Soru: Volkan Demirel'in kariyerinde ulaşmak istediği en üst nokta nedir?
Hedefler bitmez. Çıtası yüksek insanın. Yapacak çok şeyim var. 28 yaşındayım. Kaleciliğin çıkış noktasındayım. Verimli olmam lazım. Ortalama olarak iyi sezon geçirdim kendi adıma. Şu anda istediklerimin içindeyim. Fenerbahçe kalesini koruyorum. Adımıdan söz ettireceğim. Bana göre zaten dünyanın en iyi 10 kalecisi içindeyim ama hedefim en iyi 3- 5 arasına girmek.

Fabio Bilica'nın sorusu: Volkan'ın kariyerindeki en başarılı kurtarışı hangisiydi?
Türkiye- İspanya maçı'nda bir şut vardı, İstanbul'daki maçta. O kurtarışım özeldi.

Soru: Volkan'ın Fenerbahçe'de unutamadığı maç hangisi?
Kesinlikle Sevilla maçı. O maçta hayatım boyunca etmediğim kadar dua ettim. Önder Hoca ve Murat Hoca ile maç öncesi her futbolcunun hangi tarafa penaltı atabileceğini çalışmıştık. Bu  bana epey yardımcı oldu. Sadece 1 penaltıda yanıldım. Onu da kurtarsaydım 4 te 4 olucaktı.

Soru: Volkan Demirel kaleci olmak isteyenlere ne önerir?
İlk önce kendi yeteneğinizi bileceksiniz. Yeteneklerin doğrultusunda çalışmak gerekli. Kalecilik çok güzel fakat çok zor bir meslek. Kendisine güveni olan insan yapabilir. Şansı da yaver giderse olur. Ama zor bir meslek.

Selçuk Şahin'in sorusu: Volkan'ın karşılıklı oynamak istemediği forvetler kimler?
Oynamak istemeyip çekindiğim forvet yok. Onlar çekinsinler benden, 'Volkan kalede ne yapacağız?' diye onlar düşünsünler.

Soru: Volkan'ın gözünden dünyadaki en iyi 5 kaleci kim?
Sıralama önemli değil ama en iyi dört ismi şu şekilde sayabilirim; Casillas, Julio Cesar, Buffon, Petr Cech ve belki beşinci olarak Van der Saar...

Soru: Volkan'ın kendisine örnek aldığı bir kaleci var mı?
Küçükken Engin İpekoğlu'yu, Rüştü ağabeyi örnek alırdım. Çünkü onlar Fenerbahçe'nin kalecisiydi. Ama şimdi ben Fenerbahçeli olan, ilerde Fenerbahçe'de forma giymek isteyen genç kalecilere örnek olmaya çalışıyorum.

Soru: Volkan Demirel gol atan bir kaleci olmayı ister miydi?
Benim görevim kaleyi korumak ama bir maçta 'Penaltı at' deseler ve o görevi de verirlerse, hiç çekinmeden gider atarım.

Selçuk Yula'nın sorusu: Volkan Milli Takım'ın yeni teknik kadrosuyla ilgili ne düşünüyor?
Elbette Hiddink gibi bir hocayla çalışmak mutlaka önemli. Kaleci antrenörü Engin hocamla 20-  21 yaşlarında Ümit Milli Takımında çalışmıştım. Zaten örnek aldığım birisiydi küçüklüğümden beri. Kaleci antrenörü ve kaleci arasındaki iletişim çok önemlidir. Yani hoca gözüyle bakmayıp , bir ağabey, bir arkadaş olarak gördüğün zaman daha çok şeyler katabiliyorsunuz kendinize. Tabi bundan önceki Eser hocamla çok güzel anılarımız vardı. İnşallah Engin hocamla da aynı diyalogları, aynı şeyleri yaşayacağız.  Tabiî ki de Hiddink'e de gelince; kendisini yeterince dünyaya kanıtlamış , belki şu an paylaşılamayan bir hoca konumunda. Onun da gelmesi Türk Milli Takımı adına çok güzel, onur verici bir şey. .Milli Takımın hedefleri her zaman yükseklerde. Dünya Kupası'na gidemeyişimiz çok üzücü. Türk Milli Takımı orayı hak ediyordu. Bakıldığı zaman hangi ülkelerin gittiğini de  görüyoruz; kimler var. Türk bayrağının da orada dalgalanması gerekiyordu diye düşünüyorum. İnşallah ilerideki süreçte yeni hocamızla, yeni milli takımımızla, yeni kadroyla hayırlı olsun diyelim.

Soru: Volkan Demirel en çok hangi renk kaleci formasını seviyor?
Daha önceki senelerde Feneriumla beraber çalışıp, yapmıştık bu formaları. Bu sene benim imzam biraz gecikince, benim de hatam oldu. Ben kendi adıma istediğim formaları yaptıramadım. Ama bizim grili- mavili bir formamız var. O formayı seviyorum.

Soru: Maçlarda boğazına taktığın boyunluğun uğuru var mı?
Hayır, hiçbir uğuru yok. Sadece boynumu sıcak tutması için takıyorum. Tamamen soğuktan korunmak amaçlı.

Soru: Şu ana kadar birlikte oynadığın en iyi savunma oyuncu kim?
Ben Lugano'yu çok beğeniyorum. Gerçekten hırsıyla, mücadelesiyle hem takıma, hem defansa çok büyük katkıları var. Bunun öncesinde de ilk Fenerbahçe kalesini korumaya başladığım yıllarda bizim Fabiano Luciano vardı. Tekniğiyle kişiliğiyle bana çok yardımcı oluyordu. Oynadığım en iyi 2 stoper diyebiliriz onlara.

Soru: Volkan Demirel ne zaman evlenecek?
Bir yola baş koyduk, çok güzel birlikteliğim var. Allah inşallah bozmaz, sonunu da bize nasip eder. Düşüncelerimizde güzel bir yuva kurmak, evlenmek söz konusu. Ama tam bir tarih belirlemedik. Yapmak istediğimiz ve yapım aşamasında olan işlerimiz var. Bizim tatil zamanları da sınırlı. Yapım işlerimiz bittiğinde önümüzü gördüğümüz taktirde, inşallah mutlu sonla birleştireceğiz.

Soru : Volkan'ın takımdaki en iyi arkadaşları kimler?
Benim takımdaki her arkadaşımla aram iyi. Oda arkadaşım Selçuk'la genç milli takımlardan bu yana bir arkadaşlığımız var. 7 senedir aynı odayı paylaşıyoruz. Bazen horluyor ama artık alıştık. Ayırt ettiğim bir arkadaşım yok. Hepsiyle çalışmaktan aynı hedefe baş koymaktan mutluyum.

Soru: Volkan neden saçlarını eskisi gibi uzatmıyor?
Eskiden o modaydı. O zamanlar uzun saç yakışıyor diye düşünüyordum. Ama şimdiki aklım olsa uzatır mıydım? Uzatmam. Şu anki saçım bile bana uzun geliyor. Kısa saç her zaman rahat.

Soru: Volkan Demirel'in veliahdı olarak gördüğü bir kaleci var mı?
Veliahtım olarak görmek yanlış bir cümle olur. Ama bakıldığı zaman çok yetenekli arkadaşlarımız, kardeşlerimiz çıkmaya başladı. Bizim takımdaki arkadaşlardan bahsedeyim. Volkan olsun Mert olsun Ertuğrul olsun gerçekten Fenerbahçe takımına çok uzun yıllar hizmet edecek olan arkadaşlarımız. Yanlarında olunca kendimi küçük hissediyorum. O kadar devasa boyları var. Bazen diyorlar ki Volkan'ın arkasında bekleyen iyi kaleci yok. Ama  tam tersi benim arkamda bekleyenler kaleyi bir aldılar mı, Volkan zor alır bir daha kaleyi onu bilmiyorlar. Onların da inşallah Allah yanlarında olur. Bu kaleyı korumayı nasip eder. Ama diğer takımlara da bakıldığı zaman; Onur olsun; milli takım kampında da beraberdik. Gaziantep'deki arkadaşımız Mahmut olsun. Zaten herkes biliyor Serdar da var. Bizimle de beraberdi bir aralar. Çok yetenekli tÜrk kalecileri çıkıyor. İnşallah da türk futboluna hepsi katkı sağlayacaktır.

Soru: Volkan Demirel'e göre Süper ligin en iyi onbiri nasıl?
Rüştü-Gökhan Gönül-Lugano-Ferrari-Caner- Ernst-Emre-Holosko-Alex -Arda-Makukula

PAYLAŞ