Volkan Demirel Logo
03TEMMUZ 2020
Volkan Demirel: Müzedeki kupamıza her baktığımızda en değerli şampiyonluğumuzu hatırlayacağız

Volkan Demirel: Müzedeki kupamıza her baktığımızda en değerli şampiyonluğumuzu hatırlayacağız

Futbol A Takımımızın Yardımcı Antrenörü Volkan Demirel, 3 Temmuz süreci ile ilgili Fenerbahçe Televizyonu’na açıklamalarda bulundu. O dönem kalemizi koruyan Volkan Demirel'in sözleri şu şekilde:
 
“Öncelikle tüm Fenerbahçe camiasına sevgiler, saygılar. 3 Temmuz 2011’de ne söylediysek, bugünün tarihinde de aynı şeyleri dile getiriyoruz. Bir kere 3 Temmuz Fenerbahçe’nin duruşudur ve bizler bu duruşu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. O gün ne söylediysek bugün de arkasındayız ama o gün bazı şeyleri söyleyenlerin şu anda etrafta gölgeleri bile yok. O yüzden biz her zaman durduğumuz yerdeyiz. 20 senedir bu camianın içindeyim. Mutluluğunu, hüznünü, sıkıntısını, kolaylığını yaşadım.  Sevindim, üzüldüm, ağladım ama her şeyi Fenerbahçe için yaşadık. Fenerbahçe için yaşanması gereken ne varsa hepsini de yaşamaya hazırız. Burada sevinmek de çok güzel, üzülmek de çok güzel. Sıkıntı yaşamak da çok güzel. Çünkü biz ne yaşıyorsak Fenerbahçe sevgisi için yaşıyoruz. O gün de dediğimiz gibi biz ne yaptığımızdan emindik. Ne yaptığımızı bilendik. Biz hiçbir maçı kolay kazanmadık. Hiçbir maç bize hediye edilmedi. Hiçbir maç bize verilmedi. Biz her şeyi bileğimizin hakkıyla, zaten kafa kafaya giden bir şampiyonluk mücadelesi vardı ve sonunda da gülen taraf biz olduk. Nasıl müzemizde kupamız duruyorsa, kupamız uzun yıllar müzemizde kalacak. Biz ona her baktığımızda belki de bizim için en değerli şampiyonluğun o olduğunu her seferinde anımsayacağız. O yüzden eskiyi yâd etmek güzeldir ama sıkıntılı dönemi yaşamak veya anmak istenilmez ama biz bu sıkıntılı dönemi gururla ve onurla başımız dik bir şekilde şu an bile burada bunları söyleyebiliyorsam hiçbir şeyden korkmadan çekinmeden bu kendimden, takımımdan ve kulübümden ne kadar emin olduğumun kanıtıdır. Her zaman da bunu söyleyeceğim. Biz yanlış bir şey yapmadık. Biz her zaman doğru yapmaya çalışıyoruz. Hatalarımız olabilir. Her insan hata yapabilir ama ben doğru bildiğim, doğruya inandığım şeyin her zaman arkasında dururum. 2011 şampiyonluğu da 3 Temmuz süreci de benim bildiğim doğrudur. Doğrumdan da hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim.
 
KARABÜK'ÜN KALECİSİNİN SON DAKİKALARDA GELİP GOL ARAMASI VAR
 
(3 Temmuz sabahı) Açıkçası ne olduğunu anlayamayan bir Volkan vardı. Kafasında bir belirsizlik, tam sonuçlandıramıyordu ve neden böyle bir şeyle karşılaştığını bilmeyen bir insan vardı. Çünkü biz o sezon hakikaten çok zor bir şampiyonluk elde ettik. Mesela, Bucaspor maçını 3-1 geriden gelip, 5-3 almıştık. Eskişehir maçı var, 2-1’den son dakikalarda direklerden dönen toplar var. Veya küme düşmüş Karabük’ün kalecisinin son dakikalarda gelip 1-1’e gol araması var. Bunlar normal yaşanan şeyler değildi. Aslında bakıldığında başka şeyleri başka taraflardan aramak gerekiyor. Biz her şeyi saha çizgileri içinde yapmaya çalışan bir takımdık. Ama o sabah uyandığımızda etkilenmemek, üzülmemek mümkün değildi.  
 
FENERBAHÇE'NİN BAŞINA BİR ŞEY GELSE MİLYONLAR SOKAĞA DÖKÜLÜR 
 
O kadar büyük camiayız ki; üzüntümüzü de sevincimizi de her şeyimizi çok büyük yaşıyoruz. Kötü durumları da çok iyi bir şekilde kenetlenerek atlatıyoruz. Şu an –Allah korusun- Fenerbahçe’nin başına bir şey gelse bugün milyonlar sokağa dökülür. Fenerbahçe hakikaten bir cumhuriyet. Bu cumhuriyeti biz her şekilde yaşatıyoruz, yaşatmaya devam edeceğiz tüm Fenerbahçe taraftarlarıyla beraber olarak.
 
O sabaha kalktıktan sonraki zaman gerçekten bizi yordu, üzdü. O zamanki takım arkadaşlarımız, Aykut hoca olsun, Emre olsun, ben olayım elimizden geldiği kadar Fenerbahçe’yi ayakta tutmaya çalıştık. Tabii ki yönetici ağabeylerimiz de vardı yanımızda. Zor zamanlar geçirdik ama hiçbir zaman kimseye boynumuzu bükmedik. Şimdi daha da boynumuz dik, kafamız yukarıda geziyoruz.
 
İslam Çupi’nin de dediği gibi Fenerbahçe büyüklüğü şampiyonluklarla olan büyüklük değildir. Biz Fenerbahçe olarak zaten çok büyük bir kulübüz. Şampiyon da olmasak, başarı elde edemesek de o ağırlığımız, o büyüklüğümüz her zaman vardır. Bunu her zaman yaşatmaya, her yerde söylemeye çalışıyoruz. Tabii ki buna şampiyonluklar, kupalar eklenirse tadı bambaşka oluyor ama burada olmaktan bu camiada olmaktan bunun sıkıntısını da üzüntüsünü de derdini de tasasını da çekmekten her zaman gurur duyduk, gurur duyacağız. Bu büyük kulübü, bu büyüklüğü her zaman elimizden geldiği kadar –yanlışımız, hatamız illaki olacaktır ama bunları tamamen Fenerbahçelilik duygusundan yapıyoruz - yaşatmaya çalışacağız.
 
Ben Fenerbahçe taraftarı tarafından hiçbir zaman sevgisizliği hissetmedim. Her zaman o sevgiyi hissettirmişlerdir. Kendi adıma konuşacak olursam hatalı goller yedim, yanlış demeçler verdim, belki rakip taraftarlarla rakip oyuncularla kavga ettim ama bana belki kızdılar ama biliyorlar ki bunlar içimden geliyor, bana her zaman o sevgilerini hissettirdiler. Eminim ki diğer futbolcu arkadaşlarım da bunu hissediyordur. Gerçekten çok birlikteliği olan bir kulübüz. Tabii ki fikir ayrılıkları, farklı düşünceler olacaktır; o oynasın, bu oynasın, şu gelsin, şu gitsin… Bunlara saygı duymak gerekir. Bunlar her takımda yaşanan şeyler. Ama bir zor durumda Bağdat Caddesi’nde bir anda toplanıp çığ gibi büyüyebiliyor Fenerbahçe taraftarı. Onların sevgisini, saygısını hissediyoruz. Her zaman yanımızda olsunlar. Şu durumdayken bile, şampiyonluğu kovalayamıyorken bile ya da daha kötü zamanları yaşadığımızda bile ben bunu yaşadım, hissettim. Evet, kızdılar bize, bazen protesto da ettiler. Ama hiç önemli değil. Bunlar hep Fenerbahçe sevgisi için. Ben de dışarıdan izlerken hoşuma gitmeyen bir şey oldu mu aklıma gelen bir şeyi söyleyebiliyorum. O yüzden onlara hak verebiliyorum çünkü derdimiz Fenerbahçe, başka bir derdimiz yok. Amacımız burada şampiyonluklar, kupalar kazanıp mutlu olmak. Onların da hedefi bu. Sadece buranın şampiyon olması, mutlu olması. Çünkü şampiyon olunca hepsinin mutlu olduğunu biliyorum. Hem onlar hem biz elimizden geldiği kadar Fenerbahçe için her şeyi yapacağız ve inşallah da güzel günler en kısa zamanda gelecektir.
 
VERİLECEK KARAR ÇOK UZADI
 
Verilecek bir karar çok uzadı. Eminim ki onda da doğru kararın en iyi şekilde verileceğine inanıyorum. Yanılmıyorsam bu ay içerisinde bir sonuçlanma olacaktır. Öyle tahmin ediyoruz. Duruşmalar devam ediyor ama eminim ki en kısa sürede bu ay veya bir dahaki aydan sonra artık yaz dönemi bitmeden dava sonuçlanacaktır. Biz her zaman söyledik. Bu kadar konuşulması yanlıştı. Aslında bunun Fenerbahçe taraflarına değil de farklı taraflarına bakmak gerekirdi ama olsun. Bunu da yaşamak varmış. Yaşadık ve öğrendik. Bunlar hem kulübümüz hem de bizim adımıza tecrübe oluyor ama yaşanan haksızlıkları ve yaşanmışlıkları unutamıyorsunuz. Belki biz o süreci yaşamasak şu anda bambaşka bir Fenerbahçe olacaktı. Belki bir dünya kulübü olarak dünya devlerinin arasında nasıl Real Madrid’i, Barcelona’yı, Bayern Münih’i sayıyorsak o anki kadromuz şartlarında, o anki potansiyelle çok daha iyi yerlerde olacağımızı düşünüyorum. Allah’a şükür ki şu anda da yerimizde bir sıkıntı yok. Biz Fenerbahçe olarak her yerde, nerede olursa olsun mücadelemizi ederiz. 
 
ENGELLENMESEK AVRUPA'DA SES GETİREN BİR KULÜPTÜK ŞU AN
 
Dediğim gibi o anki kadro bozulmasa, o anki ortam engellenmese gerçekten Avrupa’da ses getiren bir kulüptük şu an. Öyle tahmin ediyoruz. Çünkü hem kadro yapımız hem ortamımız çok iyiydi ve üst seviyedeydi. Sadece bunları düşündükçe üzülüyorum. Dediğim gibi başarı, şampiyonluk tekrar elde edilebilecek şeyler. 3 Temmuz, Fenerbahçe’nin duruşudur. Her yerde, nerede olursak olalım, sokakta da olsa, sahada da olsa, mahkemede de olsa bu duruşu her zaman vermemiz lazım. Çünkü biz Fenerbahçeliyiz. Gerçekten Türkiye’de Fenerbahçe gibi bir kulüp yok. Bunu yaşanmışlıklardan dolayı söylüyorum. Tabii ki diğer camialarda arkadaşlarımız, dostlarımız var ve onlarla konuşuyoruz. Fakat burası başka bir yer. Buranın kıymetini hep beraber bilelim. İnşallah da değerini hem beraber verelim.
 
ŞAMPİYON OLDUK, KUPAMIZI ALDIK
           
Ben açıkçası rakip taraftarlar tarafından sevilmem. Hala da sevildiğimi düşünmüyorum. Ama niye sevilmiyorum? Bunun da bir nedeni var. Buna yaşadığımız 3 Temmuz sürecini de katabiliriz. Tabii ki bireysel olarak yapmış olduğum hatalar da olabilir. Ben Fenerbahçeliyim. Benim için nefret edilmek, sevilmek gerçekten önemli değil. Ben sadece doğru olanın arkasında kalmayı düşünüyorum. Diğer takımlardan bu konularla alakalı bana çok yazı geliyor. Gerçekten bizim duruşumuzla alakalı, kendi şahsımla alakalı bunu çok alıyorum. Bunlar hep 3 Temmuz sürecinden gelen bir durumdan ötürü olduğunu düşünüyorum. Hakikaten diğer rakip taraftarları da bize hak veriyor. Bizim haklı olduğumuzu düşünüyorum. Düşünmeseler de önemli değil. Zaten biz doğrunun ne olduğunu, yaşadığımızı biliyoruz. Onların da böyle düşünmesi ve bir farkındalık yaratmamız bizim için gurur verici. 3 Temmuz, Fenerbahçe’nin duruşudur. Hiçbir Fenerbahçeli de bu duruşu kaybetmemeli. Biz yanlış bir şey yapmadık. Şampiyon olduk. Kupamızı aldık. Tüm takımlarla da çatır çatır mücadelemizi ettik. En değerli şampiyonluğumuz. Kendi adıma 5 tane şampiyonluk yaşadım. 3-4 tane son dakikada kaçırdığımız şampiyonluk var. Kupa finalleri kaybettim. Belki onları kazansam bile veya diğer kupaları kaybetsek, kazansak hiç önemli değil. Ancak 2010-2011 şampiyonluğu bizim en değerli şampiyonluğumuzdur."

PAYLAŞ