Teknik Direktörümüz Aykut Kocaman, devre arasına 35 puanla girecek olmanın moral verici olacağını ancak, beraberlikle bu avantajı kaybettiklerini ifade etti.
1-1 eşitlikle biten Atiker Konyaspor maçının ardından yayıncı kuruluşa konuşan Aykut Kocaman, şu ifadeleri kullandı:
"Maç öncesi rakip analizine baktığımızda, maç kurguya yakın geçti. Skorda bir şekilde öne geçeceğimizi tahmin ediyordum. Kontrolü rakip sahaya götürdüğümüz dakikalarda kalemizde gol görünce rakibin direnci arttı. Maçın ilk 20-25 dakikalık bölümünde; Konyaspor iki sezon önce 66 puan alırken, kupayı kazanmaya giderken ki oyununu bize kabul ettirdi. Özelikle sakinleştiren dinlendiren pozisyonlarda rakip savunmaya baskımız azdı. Sahaya yerleştiler bizim oyunu hızlandırmamızı engellediler. 20-25 25 dakikadan sonra ritmi artırdık. Önde klasik tipte bir forvetimiz yoktu. Beklediğimiz ölçüde şeyler yapamadık ilk yarıda. İkinci yarıda 60-65'ten sonra fizik gücümüz ve ooturan yerleşimimizle birlikte skora daha yakın olacağımızı tahmin ettik. 1-0 maçı gibi gözüküyordu. Bariz hatadan gelen golle geriye düştük. Çok fazla fırsat yakaladık ama değerlendiremedik. Devreye 35 puanla girmek moral verici olacaktı. Kaybettiğimiz avantajlardan biri oldu.
Oyuncularla ilgili karar vermek bu işin zor taraflarından bir tanesi. Ozan Tufan konusundan daha önce M. Topal ve Valbuena için soruluyordu. Bu bizim iç meselemiz. Doğru oluyor, yanlış oluyor, bu başka mesela. Şeffaflık var ama her şeyin açıklanması gerekmiyor. Bu başka bir seviye. Bir karar veriliyor sonuçta.
Sezonun sonunda bu tip 1 puanlara kazanılmış puan olarak bakılacak. Volkan Demirel'in gol aramaya gidişi şu an maçın genel gidişatında doğru gibiydi."
BASIN TOPLANTISI
"Lig için söylüyorum, tam devre arasına girerken galibiyet yaşamak temel niyetimizdi. Sonuç dışında oyunun buraya gideceğini tahmin ediyordum. Rakip kaleciye ve savunmaya baskı yapamayınca Konyaspor çok alışkın olduğu bir oyunu bize karşı oynadı. İlk 25 dakika yeterli baskıyı yaratamamızla geçti. İkinci yarı baskıyı hissettirdik ama Giuliano’nun yanına gelen Valbuena’yla daha çok topla oynadık, ancak ceza sahasına girişlerde sorun yaşadık. Beklediğimizden bir tık daha kötü geçti diyebiliriz. Konyaspor ikinci yarıya daha saldırgan başlamaya çalıştı. Tam oyunu dengeledik, istediğimiz kıvama getirirken, gol yedik. 55-60’ta yapabileceğimiz baskı, 70. dakikayı buldu. Baskıyı da sağladık ama istediğimiz sonucu elde edemedik.
Forvetsiz başlama sebebi, kendi iç dünyamızla, oyun kurgumuzla ilgili. Bu bir tercihti. Son yarım saatte yapmayı planladığımız baskı, tabii rakibin de önlemleri var. Gol bizi geriye itti. Ayağımızdaki top gol olunca son derece yüreklenen bir Konyaspor oldu. Ana problem burada başladı.
Ülkemizde tat-tuz alınan oyun; topu ileriye at, koş koş. Pozisyona gireceğim derken kalende 3-5 tane pozisyon gör, buna tadı tuzu var diyoruz. Ancak başarılı olan pek çok takımlar, normal şartlarda son derece planlı oynuyor. Bazen plan tutuyor, bazen tutmuyor. Tam tersini düşünüyorum. Takım gayet doğru yolda ilerliyor. Maçları bu düzenli oyunla kazanacağız. Tatsız-tutsuz oyun, sizin görüşleriniz.
Takımda birtakım eksiklikler var takviye kolay değil ama yapılmasını isteyeceğiz. Hem doğru oyuncuyu bulup hem de mali akışı da doğru anlamda yapmak gerekiyor.
Düzen kendi içinde avantajlarını içinde tutar. Bu anlayıştayım. Takımdaki her düzen değişikliği, elde olan bazı şeyleri elden alıyor. Düzen kendi içinde her zaman avantajları getirir.
Oyunu yavaşlattılar, kalecisinden stoperlerine kadar yavaş oynayarak en iyi tercihi yaptılar.
Oğuz Kağan oynamayı hak ettiği için sahadaydı. Oyundan çıkma sebebi de sıkıntı yarattığı için değil, bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyordu, daha tecrübeli bir ismi tercih ettim. Son derece iyi gidiyor."
