Volkan Demirel Logo
30AĞUSTOS 2013
Eylül Sayısı Bayilerde

Eylül Sayısı Bayilerde

Fenerbahçe Dergisi’nin 127 no’lu Eylül 2013 sayısı; "Mücadele devam edecek" sloganlı kapağıyla bayilerdeki yerini aldı..

Derginiz, bu sayısında da sizlere 50 x 70 cm. ebatlarında poster armağan ediyor. Bu ayki posteriniz Emmanuel Emenike’ye ait.

Fenerbahçe Dergisi yüksek tirajıyla Türkiye’nin en çok satan dergisi olmaya devam ediyor. Sadık birer okuyucumuz olan Büyük Fenerbahçe Taraftarı’na duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederiz.

Fenerbahçe Dergisi’nin taklitlerinden sakının, derginizi ekleriyle birlikte tükenmeden alın.

Fenerbahçe Dergisi’ne abone olup, avantajlardan yararlanabilirsiniz. Abone olmak için FBDERGİ yazıp 3570’e mesaj atmanız yeterli!

Hepinizin müptelası olduğu Fenerbahçe Dergisi’nin Eylül 2013 sayısından çarpıcı başlıklar:

•FUTBOLUMUZUN BÜYÜK KAYBI: Selçuk Yula’yı kaybettik

Henüz ölüme yakışmayacak bir yaşta ve dinçlikteydi. Başarılarla dolu futbol kariyerinin ardından sürdürdüğü spor yorumculuğu mesleğinde kalemine sığdıracağı çok sözü; ekranlardan yapacak çok yorumu vardı… Ailesinin mühim yasının yanında; bazımız ağabeyini, bazımız kardeşini, bazımızsa isim babamızı kaybettik. Ölüm öyle bir sarsıyor ki; öyle aniden ve anlamsız bir şekilde alıyor ki aramızdan sevdiklerimizi, geriye tarifsiz özlemler ve anılar kalıyor… Türk Milli Takım ve Fenerbahçemizin efsane isimlerinden Selçuk Yula’nın ölüm haberi; hepimizi yasa boğdu. Kabullenemedik ve hep kalbimizde yaşatacağız.

•  Alper Potuk: "Fenerbahçe’ye 10-15 yıl hizmet etmek isterim"

Alper Potuk… Eskişehirspor’un layıkıyla yetiştirdiği ve milli takımda da göz dolduran bir futbolcu. Transfer sürecinde Galatasaray ile "resmi" denecek boyutta anıldı, başka kulüplerin de listesindeydi ancak Fenerbahçe son bir hamleyle O’nu renklerine bağladı. Tüm bunlar Alper’in neler vaad ettiğinin de birer göstergesiydi. Şimdi ise çubuklu formamızla yeşil alanda hünerlerini sergiliyor. Genç yetenek; gol ve asistleriyle hücuma daha fazla katkı yapmayı; Fenerbahçe’deki ilk sezonunu şampiyon olarak tamamlamayı hedefliyor.

Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:

14 yaşından itibaren ailemden ayrı yaşadım ve hayatın zorluklarını erken yaşta, gurbet ellerde öğrendim. Her açıdan erken yaşta olgunlaştığımı düşünüyorum. Zorluklarla kendi başıma mücadele etmeyi öğrendim. Neyin önemli olduğuyla, neyin benim açımdan sıkıntı yaratmayacağıyla daha erken yüzleştim. Futbolda da bu durumdan yararlanıyorum.

Takımının çoğunluğuyla milli takımdan beraber oynamışlığım var. Çok fazla sıkıntı çekmedim. Yabancı arkadaşların ilgisi de çok fazlaydı. Aramız iyi. Her şey yolunda gidiyor. Çok kaliteli ve profesyonel oyuncuların bulunduğu bir takımız. Hedefler doğrultusunda ilerleyeceğiz.

Fenerbahçe katıldığı her turnuvaya şampiyonluk için çıkar. Ersun Hocamız da maçlardan önce bize; "Fenerbahçe forması ile tavla turnuvasına bile katılsanız, şampiyon olmak için yarışacaksınız." diyor. Biz de katıldığımız her kulvarda en iyi şekilde oynayıp, şampiyonluk için yarışacağız. Bu sezon sonunda şampiyon olarak taraftarlarımızı sevindirerek, işimizi en iyi yapmanın layıkıyla tatile çıkmayı hedefliyoruz.

Orta saha olarak, hem defansif hem ofansif olarak iki yönlü oynamamız gerekiyor. Ben savunmadan daha çok hücuma çıkmayı seviyorum. Maç içindeki gidişata göre hücumu daha çok desteklerim bu sene.

Ben Eskişehirspor’da oynarken de herkes soruyordu: "En beğendiğin stat hangisi, en etkili taraftar hangisi diye?"… Ben her zaman Şükrü Saracoğlu’nu söylerdim. Stat olsun, taraftarların sahaya baskısı olsun, Türkiye’nin en baskılı ve en güzel stadyumu. Herkes "Galatasaray ya da Beşiktaş taraftarı" diyor ama bence hiçbir taraftar, bizim taraftarımızın yaptığı baskı kadar olmuyor. Hepsine karşı oynadım. En çok baskıyı Fenerbahçe’ye karşı oynarken hissediyordum. O yüzden çok iyi bir taraftara sahibiz.

Daha çok takıma katkı yapıp, asist ve gol özelliğimi arttırmak istiyorum.

Fenerbahçe’de değişilmezler arasına girmek istiyorum. Efsane olmak isteyebilirim, bunu söylemek için henüz erken ama inşallah hedeflerim arasında o var. Fenerbahçe’yi en iyi şekilde temsil etmek istiyorum. 10-15 yıl neyse... Buradan efsane olarak ayrılırım.

Selçuk ağabeyle Topuk Yaylası’nda birkaç kez görüştük. Tesislerimizde de karşılaştık. Bana yaklaşımı, bizlere olan desteği çok iyiydi. UEFA kararı sonrası yanımıza gelerek, bize destek olmaya çalıştı. Bana, daha kötü günleri atlattıklarını ve 3 Temmuz’da dibi yaşadıklarını ifade etti. "Bunu da atlatırız, kafana takma, çalışmaya devam" der gibi... Salzburg deplasmanında yanımızdaydı. Uçakta da yanımızdaydı. Orada konuşmuştuk. Herkesin dediği gibi çok iyi bir insandı, konuşunca daha da iyi anlıyorsun. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.

• Penaltı korkumuz hiç olmadı

Fenerbahçe profesyonel futbol takımımızın milli file bekçisi Volkan Demirel’in geçen yıl Galatasaray maçında aldığı 5 maçlık ceza nedeniyle Fenerbahçe’de yeni sezon öncesi kaleyi Mert Günok devraldı. Engin İpekoğlu, Rüştü Reçber, Volkan Demirel gibi gözümüzün arkada kalmadığı mili kaleciler yetiştiren Fenerbahçe’de; Mert Günok da, bu geleneğe uygun bir şekilde tüm potansiyele sahip olarak görevini yerini getiriyor.

24 yaşındaki yetenekli file bekçimiz Günok, Süper Kupa’daki kritik kurtarışlarıyla "Maçın Adamı" seçilişinin ardından sezonun ilk lig maçı olan Torku Konyaspor maçının 74. dakikasında Gunnar Thorvaldsson’un penaltısını kurtardı. Hemen sonraki hafta gerçekleşen Eskişehirspor maçında ise Mert Günok, bu kez Necati Ateş’in karşılaşmanın 60. dakikasında kullandığı penaltıya izin vermeyerek bu kez takımın galibiyeti açısından önemli bir rol oynadı. Mert Günok, karşılaşmalardaki birçok pozisyonda da yerinde müdahaleleriyle Fenerbahçemiz adına maç gecelerinin en başarılı ismi oldu.

Fenerbahçe’nin ve kaleci antrenörümüz Murat Öztürk’ün en iyi şartlarda yetiştirdiği Mert Günok’un bir diğer en büyük destekçisi de; kendisi de eski bir kaleci olan babası Mahir Günok. Babasından devraldığı bu sevdayı en iyi şekilde değerlendirmek isteyen genç yetenek, kamuoyunda oluşturulan Volkan Demirel – Mert Günok çekişmesi tuzağına düşecek biri de hiç değil. Milli takıma ve Fenerbahçe’ye uzun yıllar hizmet vereceğine kesin gözüyle bakılan ve kaleci geleneğimizi sürdürecek isim olan Mert Günok, tecrübelerini arttırma peşinde olacak. İyi olduğunu ispatlamak için değil… O zaten en iyisi; tıpkı diğer bütün kalecilerimiz gibi…

• Zeljko Obradovic: "Fenerbahçe ile de Euroleague şampiyonluğu yaşamak istiyorum"

Aslında bir basketbol antrenörünü tanımlayacak o kadar çok sıfatı pelesenk etmişizdir ki dilimize, mücadele etmesi, savaşması vb. sıfatlar her antrenör için vazgeçilmezdir. Ancak O’nu, yani Zeljko Obradovic’i meslektaşlarından farklı kılan ve dünya çapında üne kavuşturan şey ise, aralıksız olarak her sezon kazanmaktan vazgeçmediği Euroleague Şampiyonluğu… Partizan ile tırmanmaya başladığı başarı basamaklarını; Joventut Badalona, Real Madrid ve Panathinaikos gibi önemli dünya kulüpleriyle sürdüren Obradovic’in şimdiki durağı ise Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız… Geçmişte yaşadığı başarıların bir benzerini camiamıza yaşatmak istediğini vurgulayan Baş Antrenörümüz Zeljko Obradovic için bu başarının sırrı ise, sadece dört kelime: "Aile olmak ve saygı duymak." Obradovic ile milli takımlarda bulunan oyunculardan yoksun olarak genç oyuncularla başladığı yeni sezon hazırlıklarından tutun da, Euroleague’deki grubumuza kadar birçok konuyu konuştuk.

Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:

Burada olmaktan dolayı çok mutluyum. İlk intiba her zaman çok önemlidir ve şu an için ilk intiba harika. Gerek gösterilen ilgiden, gerek genç oyuncularla gerçekleştirdiğimiz antrenmanlardan her şey çok iyi gidiyor diyebilirim. İlgi ve alakadan da öte bir şey var o da, sezonu nasıl geçirdiğimiz olacak. Benim ve takımım için kilit kelimeler: "Aile olmak ve saygı duymak."

Fenerbahçe Ülker gibi büyük bir basketbol takımı ile de aynı başarılara imza atmak için çalışacağız. Fenerbahçe Ülker ile de Euroleague şampiyonluğu elde edersem çok mutlu olacağım.

Fenerbahçe’nin önem verdiği konulardan biri de Tesisleşme. Bunu da anlamak çok zor değil, çünkü sporculara ve bizlere sunulan imkânlar ortada. Herşey çok güzel. Bizim de tek yapmamız gereken, onları güzel bir şekilde kullanmak.

Benim için sahada mücadele eden, oyun disiplininden taviz vermeyen ve son saniyeye kadar savaşan oyuncu özeldir. Oyuncularımı her zaman en iyisi olarak görürüm. Buna hep inanırım ve sporcularıma da yansıtırım. Bu sayede de başarının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.

• Daniel Castellani: "Her maça savaşmak ve kazanmak için çıkacağız"

Fenerbahçe Grundig Erkek Voleybol Takımımızda, 1 yıllık aranın ardından yeniden takımın başına getirilen antrenör Daniel Castellani ile sezon öncesinde bir araya geldik. Erkek Voleybol Takımımızda görev yaptığı 1.5 sezonda, Fenerbahçemize iki şampiyonluk, bir Süper Kupa ve bir Türkiye Kupası başarısı yaşatan Castellani ile voleybola başlangıç hikayesini, hedeflerini ve Türk voleybolunu konuştuk.

Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:

Yeniden burada olmaktan dolayı çok mutluyum. Zaten kendimi geri gelmiş gibi değil eve gelmiş gibi hissediyorum. Fenerbahçe’de olmak çok güzel bir duygu. Bir önceki sezonumuzda bütün hedeflerimize ulaştık ve aynı sezon içinde 3 kupayı kazandık. Bu sene de aynı başarıları elde etmek için buradayım. Aynı şekilde çalışacağız.

Genç oyuncular her zaman için profesyonel oyuncuların sahip oldukları, şöhrete ve paralara sahip olma isteğiyle çalışıyorlar. Halbuki konsantre olmaları gereken şey, o başarıya ulaşana kadar o yolda neler yapmaları gerektiği. Başarıda birkaç tane altın kural var. Bunları takip ederseniz, başarılı olursunuz. Öncelikle yaptığınız işe çok iyi konsantre olmak ve uluslararası alanda yenilenen bilgileri takip etmek gerek. Ve tabi ki yürekten, azimli, sıkı ve sağlam çalışmak..

Soyunma odasına girdiğim zaman ceplerimi çıkarıp, boş ceplerimi oyuncularıma gösteriyorum. Görüyor musunuz, ceplerimde hiçbir şey yok. Her şeyimi sahaya koydum. Siz de sahaya çıkın ve neyiniz var, neyiniz yok, hepsini sahada harcayın. Maç sonunda da soyunma odasına geldiğinizde cepleriniz bomboş olsun.

Taraftarımızı yanımızda görmek istiyoruz. Her maça savaşmak ve kazanmak için çıkacağız. Burada taraftarımızda bizle beraber savaşsın. O zaman çok çok daha kuvvetli oluyoruz.

• Emenike yuvaya döndü; 2. Lefter Kupası yapıldı; Rasim Ljajic, Başkanımız Aziz Yıldırım’ı ziyaret etti; Bayramlaştık; Basketbol ve voleybol takımlarımız sezonu açtılar ve Atletizm, Masa Tenisi, Yüzme, Yelken, Yüzme, Boks, Voleybol, Futbol ve Basketbol Şubelerimizden daha birçok haber, "Haber Turu" sayfalarımızda… Fenerbahçe gündeminden kopamayacaksınız

• Yazarımız Dr. Sedat Hayran, "Akademik Vizyon" adlı köşesinde Bekir Aksoy’u ağırladı.

"Fenerbahçeli olunca… Gel de gurur duyma, gel de ayrıcalıklı olma!"

Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:

Formalarımızı giyerek adeta bir bayram şenliğiyle maça hazırlanıyoruz. Babamla maçlara gelmeye çalışıyoruz. O benim için en büyük totem çünkü hep kazanıyoruz. Sporu ben gerçekten çok seviyorum. Sporun her dalını, atletizm olsun tenis olsun. Fenerbahçe’nin şöyle bir artısı var benim için Fenerbahçe sadece futbol kulübü değil. Voleybol, basketbol ve futbolun yanında elbette 9 dalda da şampiyonluklar yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.

Babadan Fenerbahçeliyim. Her klasik taraftarın söylediği gibi; Fenerbahçeli olmak ayrıcalıktır, Galatasaraylı olmak ayrıcalıktır; Beşiktaşlı ve diğer kulüplerin taraftarları olmak da ama Fenerbahçe’de kendisini yenileyen ve değiştiren bir yapı var ki, "Gel de gurur duyma, gel de ayrıcalıklı olma".

Ödenekli tiyatrolarda çalışan arkadaşlarımızın, verimli işler yaptıklarında bunun karşılığının kendilerine maddi ve manevi olarak geleceğini algılamaları gerekiyor. Bir şeyin özelleştirilmesi eğer kendi politik düşünce yapıları için olacaksa "iktidardan bahsediyorum" orada bir sıkıntı var. Ama hayır özerk ve özel olarak devam edilecekse, hatta sahne oyunlarında siyasi mekanizma dahi eleştirilerek objektif oyunlar sahne alacaksa sorun yok. O vakit hem para, hem de prestij olarak müthiş girdilerin olacağını düşünüyorum.

Özgür, özerk ve özgün sanat kurumları olan tiyatrolar, devleti de, hükümeti de, siyaseti de eleştirebilmelidir. Sanatçının görevi de, işin tarafı olmak değildir. Tarafsız bakıp, tarafsız davranıp gördüğü gerçekliliği insanlara anlatmaktır.

•Yazarımız Ersin Demirel, bu ay "Hayatın İçinden Fenerbahçe"de Mehmet Özgür’ü ağırladı.

"Fenerbahçesiz bir hayat düşünemem"

Harika oyunculuğu, güzel kalbi ve dolu dolu Fenerbahçeliliği ile Suskunlar’ın İrfan’ı, Muhteşem Yüzyıl’ın Lütfi Paşa’sı, Bana Bir Soygun Yaz’ın Hacamat’ı, Sevgili Mehmet Özgür ile oldukça keyifli bir söyleşi yaptık.

Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:

Oğlumun doğumu yaklaştığında ben İstanbul’da dizi setindeydim, eşim de Ankara Hacettepe’de hastanede. Eşim, sezaryenin 19 Mayıs’ta olacağını söyledi, programımı buna göre ayarlamamı istedi. Ben, "tamam" dedim ama sonra birden aklıma geldi ki çocuk 19.05 tarihinde doğacak. Birden ter boşaldı, olamaz dedim. Hemen doktorumuzu aradım. "Sayın hocam, belki şaşıracak, kızacaksınız ama yaa ben hasta Fenerbahçeliyim, şu doğumu bir gün geciktiremez miyiz? Kimlikte 19.05 yazacak. Vallahi kahroluruz." dedim. Çocuk hasta Fenerli olsa bile doğum tarihi yüzünden zor bir durumla karşı karşıya kalabilirdi. Profesör hocamız da Allah’tan Fenerbahçeliydi de biz bir gün daha bekleyip, kimliğe 20.05 yazdırabildik. Çocuğumuz, hayata doğuştan 1-0 önde başladı Fenerbahçeli olarak.

Başkanımıza çok saygı duyuyorum. Kendisine baktığımda "Direnen, Mücadele Eden" bir adam profili görüyorum. Hani Fenerbahçe’mizin mayasında vardır ya mücadele etmek, direnmek, işte o ruhu tamamen kendisine empoze etmiş durumda başkanımız. Duruşuyla tam bir lider ve camiamıza da çok yakışıyor. Hatta hayallerimden biri, Aziz Yıldırım’ı canlandırmak. Günün birinde, kendisiyle ilgili bir film çekilmek istenirse, canlandıracak kişi ben olmalıyım. Bu hayalimi, geçenlerde bir dergiye verdiğim röportajda da ifade ettim.

• Sibel Kurt ile "Sibel’in Sahası"nda konuk; Engin Hepileri

"Fanatik olmayan tutarlı bir Fenerbahçeliyim"

Biz Engin Hepileri’yi "Yaprak Dökümü" ve sezondaki "İntikam" dizisiyle daha yakından tanıdık ve bizlere yaydığı pozitif enerjiyle daha çok sevdik. Gerçek Fenerbahçeli duruşunun yakıştığı bir insan. Çok köklü bir tiyatro geçmişi olan Engin Hepileri’nin hocası çok değerli sanatçımız Yıldız Kenter Hanımefendi. Tabii böyle bir ustanın yetiştirdiği kişiden de başarıdan başka bir şey beklenmez. Soyadına da yakışan bir biçimde ona da, Fenerbahçemize de "Hepileri" diyoruz

Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:

Fenerbahçe’nin her maçında aklım da gönlüm de Fenerbahçe’de kalır. O maçla ilgili mutlaka temennilerim vardır. Maçta hangi ilk on birin oynayacağını bilirim.

Hiçbir çıkarımızın olmadığı bir alan. Mesela stattan bahsediyorum; ruhunuzla, duygularınızla oradasınız. Orada duygularınıza engel olmak mümkün değil, yalnız anladık ki ağzımızdan çıkan her şey önemli hale geldi. Her ne kadar bu iş duygusal olsa da küfre artık engel olsak, görevini yapan bir hakemle, futbolcuyla uğraşmayalım bilinçli olmalıyız. Fenerbahçeliye de yakışan o.

Mert Fırat, Onur Ünsal’ın da sahiplik yaptığı Kadıköy Bahariye Caddesi’ndeki Kafkas Sineması Moda Sahnesi, 5 Ekim’de Hamlet oyunuyla açılıyor. Benim de oyunculuğunu ve yapımcılığını üstlendiğim "Katil Joe" oyunuyla Kasım veya Aralık’ta Pazartesi geceleri "Moda Sahnesi"nde olacağım. Oyunda ayrıca Öykü Karayel, Taner Ölmez, Defne Halman da rol alacak. Yönetmenliğini ve proje tasarımını hocamız Mehmet Bilge anlatım tecrübesiyle uyguluyor.

• Eski başkanlarımızdan saygıdeğer yazarımız Faruk Ilgaz bu ay "Fenerbahçe’yi yurtdışında temsil eden Fenerbahçeli futbolcular" ve "İstanbul’un 3 büyük kulübü arasındaki ilişkiler konusundaki görüşüm" konularını kaleme aldı.

• Yazarımız Alp Bacıoğlu, bu ayki "Zaman Tüneli" adlı köşesinde; geçtiğimiz ay içinde camiamızın peşpeşe kaybettiği Selçuk Yula ve Kemal Akbulutlu’yu kalemiyle yad ediyor. 
• Köşe yazarlarımız Baki Aydın, Ayşesu Zorlutuna, Gürdoğan Yurtsever, Oktay Unsal, Paşalı Birol, Jak Benzonana ve Ege Özışık gözden kaçmaması gereken konuları, yazılarına taşıyarak gündemi oluşturmaya devam ediyorlar.

• Profesyonel futbol takımımızın geçtiğimiz ay içinde yaptığı tüm resmi karşılaşmaların maç özetleri ve çok özel istatistiki bilgiler derginizde…

• Futbol Altyapı ile basketbol, voleybol, yüzme, boks, masa tenisi, atletizm, kürek ve yelken şubelerimizden çok özel haberler, fikstürler, transferler, müsabaka ve şampiyona sonuçları Fenerbahçe Dergisi’nde.

• Fenerbahçe Spor Kulübü Spor Okulları Merkezi’nden Yaz Okulları ve Topuk Yaylası Yaz Kampı ilgili haberler ve Kış Spor Okulları’nın kayıt bilgileri derginizde…

• Yurt içi ve yurt dışındaki tüm derneklerimizden son haberler sayfalarımızdan sizlere taşınıyor.

• Fenerium, Fenercell, FenerNET, Premium Kart, Fenerbahçe Kart, Fantorya Kart, Fenerbahçe Dergisi Abonelik etkinlikleri derginizde.

• FBSK Fenerbahçe Koleji’ne dair tüm haber ve etkinlikler derginizde.

• Dergimizin en sevilen köşelerinden minik taraftarlarımızdan birer merhaba geliyor sizlere… "Minik Kanaryalar" adlı köşemizde siz de çocuğunuzu Fenerbahçe camiasıyla tanıştırabilirsiniz.

• Fenerbahçe Dergisi, astroloji, bulmaca ve karikatür köşesiyle de taraftarın hayatına renk katmaya devam ediyor.

• Fenerbahçe Dergisi’nin 127. sayısı, gündemi oluşturan gerçek haberler ve hiçbir yerde görmediğiniz fotoğraflarla yine dopdolu. Derginizi bayiinizden ekleriyle birlikte istemeyi unutmayın.

Keyifli okumalar…

PAYLAŞ

ETİKETLER
EYLÜL, SAYISI, BAYİLERDE